Yazar, burada
motor hızın boyutlarını ve reaksiyon zamanındaki üç değişik uyarımı (dokunma,
ses sinyali ve optik sinyaller) ayırt edilmesini tartışıyor.
Reaksiyon
zamanındaki ses sinyallerinin aşırılığı 0.12 ile 0.18 sn. arasındadır. Bu
fizyolojik kanunun eskiden 0.10 sn. ya da en azından bunun altında olduğu umuluyordu.
Bu değişik reaksiyon süreçleri (dokunma, ses ve optik) kendine özgüdür. Bunun
anlamı şudur ki optik sinyale hızlı reaksiyon gösteren bir kişi ses sinyaline
daha yavaş reaksiyon gösterebilir yada bunun tam tersi olabilir. Buna bir örnek
verirsek, bir 100 m. çıkışındaki birinci çıkan atlet ses sinyaline diğer
atletler ise görüntü sinyaline reaksiyon verirler.
Basit ve
seçilebilir reaksiyonlar arasında temel bir fark vardır. Basit reaksiyonlar
önceden tanımlı hareketleri takip eden ve bilinen bir sinyalin verilmesiyle
ortaya çıkar. Reaksiyon sürecindeki sinyalden ilk kas hareketine beş evre
vardır. Birlikte sportif aktivitelerdeki reaksiyon zamanını tanımlarken
sinyalden ilk kassal harekete kadar olan zaman yeterlidir. Sprint
başlangıcındaki reaksiyon zamanının kasların ön gerilimi (Hazır pozisyonda iken
takozlara olan bası) ile kısaltılabilir.
Reaksiyon hızının antrene edilebilme
sorunu hala tartışılan bir konudur. Bazı uzmanlar, reaksiyon zamanının
antrenman sayesinde % 10 ile % 20 arasında ilerleyeceğini söylemekteler.
Reaksiyon performansındaki karar faktörü, ses sistemini sese ve optik sistemi
görüntüye tepki göstermesini sağlayan merkezi sinir sisteminin fonksiyonel
kapasitesidir. Bu ayrı sistemler son derece özeldirler, uyarı merkezi sinir
sistemine farklı yollardan iletilir. Bu da reaksiyon zamanın özgüllüğünü açıklamaktadır.